SOSYAL GÜVENLİK KURUMU'NUN SİGORTASIZ ÇALIŞTIRMA SEBEBİYLE UYGULADIĞI İDARİ PARA CEZASI
- EGE AKKAYA
- 6 Şub
- 3 dakikada okunur

SİGORTASIZ ÇALIŞTIRMA SEBEBİYLE PARA CEZASI YAPTIRIMININ HUKUKİ DAYANAĞI NEDİR ?
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Kurumun denetleme ve kontrol yetkisi" başlıklı 59. maddesinde; "Kamu idarelerinin denetim elemanları kendi mevzuatı gereğince işyerlerinde yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler sırasında, çalıştırılanların sigortalı olup olmadığını da tespit ederek, sigortasız çalıştırılanları Kuruma bildirmek zorundadır. Bu kurumlar ayrıca kendi mevzuatları gereğince yaptıkları inceleme ve tespitler sırasında bu Kanuna göre sigortalı sayılanların prime esas kazançlarının veya sigortalı gün sayılarının eksik bildirilmesi sonucunu doğuran tespitlerini de en geç bir ay içinde Kuruma bildirirler. Kurum bu bildirimleri esas almak üzere gerekli yasal işlemi yapar. İlgililerin itiraz hakları saklıdır."; "Kurumca verilecek idarî para cezaları" başlıklı 102. maddesinin birinci fıkrasının a/2 bendinde, "Kurumca dayanağı belirtilmek suretiyle diğer kanunlarda aşağıda belirtilen fiiller için idari para cezası öngörülmüş olsa dahi ayrıca bu Kanunun; 8. maddenin birinci fıkrasında belirtilen bildirgenin verilmediğinin, mahkeme kararından veya Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden ya da diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarının kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden anlaşılması halinde bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında her bir sigortalı için asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır." kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda anılan mevzuat uyarınca, bir işveren nezdinde hizmet akdi ile çalıştırılanların zorunlu olarak sigortalı sayılacağının kurala bağlandığı, bu biçimde çalıştırılanların bulunduğu işyerlerinin bildirim yükümlülüklerinin sayıldığı ve Kanun ile işveren için getirilen yükümlülüklerin gereği gibi yerine getirilmemesinin karşılığı idari para cezalarının belirlendiği açıktır. Ancak, işverenin anılan Kanundan kaynaklanan yükümlülüklerinin başlaması ve bunların yerine getirilmemesi durumunda idari para cezası yaptırımına uğraması için, temel koşulun işyerinde çalıştırılan kişinin Kanun'un 4/a maddesi uyarınca sigortalı sayılacak olan "hizmet akdi" ile çalıştırılan kişi olması gerekmektedir.
Bu durumda; işveren ile çalışan kişi arasındaki ilişkinin "hizmet akdine" dayalı bir ilişki olup olmadığının, değerlendirilmesi, idarece bu yönde yapılan inceleme ve denetimlerde bu koşulların varlığının idarece dayanak rapor ve tutanaklarda maddi gerçeğe uygun olarak ortaya konulması gerekmektedir.
Türk Borçlar Kanununun 394. maddesinin 2. fıkrası; "Bir kimse, durumun gereklerine göre ancak ücret karşılığında yapılabilecek bir işi belli bir zaman için görür ve bu iş de işveren tarafından kabul edilirse, aralarında hizmet sözleşmesi kurulmuş sayılır." kuralına yer verilmiş, izleyen maddelerde işçinin bizzat çalışma, özen ve sadakat, teslim ve hesap verme, fazla çalışma, düzenleme ve talimatlara uyma borcuna; işverenin ise ücret ödeme, iş için gerekli araçları ve malzemeyi sağlama, işin görülmesinin gerektirdiği her türlü harcamaları yapma, işçinin kişiliğinin korunması gibi yükümlülüklerine ilişkin düzenlemelere yer verilmiş; yine 4857 sayılı İş Kanunu'nun "tanımlar" başlıklı 2. maddesinde de, "Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir. İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir." kuralına yer verilmiştir.
Bu kapsamda; 5510 sayılı Kanun'un 3. maddesinde yapılan sigortalı tanımı ve atıfta bulunduğu Kanunlarda hizmet akdinin nitelik ve unsurları birlikte değerlendirildiğinde; Bir kişinin 5510 sayılı Kanun'un 4/a bendi uyarınca sigortalı sayılması için bir işverene "bağımlı" olarak, "iş görme" borcu altına, işverenin de karşılığında "ücret" ödeme borcu altına girmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede; Davalı idarece yapılan denetimlerde işyerinde bulunan kişiler ile işyerinin sahibi olan işveren arasındaki ilişkinin "hizmet akdine" dayalı bir ilişki olduğunun 5510 sayılı Kanun'un 59. maddesinin denetim personeline verdiği yetkiler kullanılarak yemin hariç her türlü maddi kanıt, ifade ile ortaya konulması, yerinde düzenlenen tutanakta ya da hazırlanan inceleme raporunda çalışanın işverene bağımlı olarak onun işyerinde iş gördüğü, işverenin de karşılığında çalışana ücret ödediğinin ortaya konulması gerekmektedir.
Diğer yandan, işveren yönünden Kanun ile getirilmiş yükümlülüklerini yerine getirmediği ileri sürülüp, kabahatli sayılarak uygulanan idari yaptırımların dayanağı olan denetim tutanakları ile inceleme raporlarının veya dayanak alınan bilgi ve belgelerin işyerinde bulunan kişilerin hizmet akdiyle çalıştıklarının kabul edilmesini gerektirecek belirlemeleri içermesi; ceza hukukunun kabahat hukukunda da geçerli olan yasallık, lehe yorum, şüpheden sanık yararlanır gibi üstün hukuk ilkelerinin de bir gereği olarak kabul edilmelidir.
SİGORTASIZ ÇALIŞTIRMA SEBEBİYLE UYGULANAN İDARİ PARA CEZASINA İTİRAZ HAKKI VAR MIDIR ?
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sigortasız çalıştırma hakkında kesmiş olduğu cezalar kesin değildir. Aleyhinde ceza kesilen kurum veya kişinin kararın tebliğ tarihinden itibaren ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu il müdürlüğüne verilecek dilekçe ile 15 gün içinde itiraz hakkını kullanabilirler. İdari para cezasına İtiraz dava şartı olup, idari para cezasının iptali davası açılmadan önce karara itiraz edilmesi gerekmektedir.
SİGORTASIZ ÇALIŞTIRMA NEDENİYLE UYGULANAN İDARİ PARA CEZASININ İPTALİ DAVASI NEDİR VE HANGİ MAHKEMEYE AÇILIR ?
Sigortasız çalıştırmadan dolayı kesilen idari para cezalarında görevli mahkeme İdare Mahkemesi’dir. Yetkili mahkeme ise idari para cezasını kesen kurumun bulunduğu yer ile Kurum Genel Müdürlüğünün bulunduğu Ankara Mahkemeleridir. Dava açılması süreye tabi olup, İtirazın reddi kararının tebliğinden itibaren 30 günlük süre içinde dava açılması gerekmektedir. Davanın mahiyeti gereğince dava Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na açılması gerekmektedir.
Comments